Birinden Helallik Alamıyorsak Ne Yapmalıyız? Toplumsal Bir Bakış Toplumun görünmez ağlarını çözmeye çalışan bir araştırmacı olarak sık sık şu soruyla karşılaşırım: Birinden helallik alamıyorsak ne yapmalıyız? Bu soru, yalnızca bireysel vicdanın değil, toplumsal ilişkilerin de merkezine dokunur. Helallik istemek, aslında toplumsal bağların onarım biçimidir. Fakat helallik alınamadığında mesele artık sadece iki kişi arasında kalmaz; toplumun değer sistemleri, cinsiyet rolleri ve kültürel pratikleri de devreye girer. Helallik, modernleşen dünyada bile canlılığını koruyan bir ahlaki sözleşmedir. İnsanlar arasında görünmeyen bir borcu, duygusal ve manevi bir hesabı temsil eder. Sosyolojik olarak bakıldığında, helallik kavramı “toplumsal vicdan”ın bir uzantısıdır — bireyin toplulukla olan ilişkisini…
Yorum BırakGünlük Yorumlar Yazılar
Kapitone Kumaş Esnek mi? Bilimin Merceğinden Kumaşın Gizemli Dünyasına Yolculuk Günlük hayatımızda kullandığımız giysilerden ev tekstiline kadar pek çok alanda karşımıza çıkan kapitone kumaş, estetik görünümü ve sıcak tutma özelliğiyle oldukça popüler. Ancak merak uyandıran bir soru var: Kapitone kumaş esnek midir? Bu sorunun cevabı, aslında kumaşın yapısına, üretim tekniğine ve kullanılan malzemelere göre değişiyor. Gelin, bu konuyu bilimsel bir merakla ve herkesin anlayabileceği bir dille birlikte inceleyelim. Kapitone Kumaş Nedir? Bilimsel Bir Tanım Kapitone kumaş, en basit tanımıyla iki veya daha fazla katmanın birbirine dikilerek oluşturulduğu çok katmanlı bir tekstil ürünüdür. Genellikle dış yüzey kumaş, iç dolgu malzemesi (elyaf,…
Yorum BırakKanyon AVM Saat Kaçta Kapanıyor? Şehrin Nabzını Tutan Mekânın Zamanla Yarışı Her şehirde bazı mekânlar vardır ki, orası yalnızca alışveriş yapılan bir yer değil; bir buluşma noktası, bir mola alanı, hatta bir günlük ritüeldir. İstanbul’un kalbinde, Levent’te yer alan Kanyon AVM de tam olarak böyle bir yer. Ama ne zaman gitmeli, ne zaman çıkmalı? “Kanyon AVM saat kaçta kapanıyor?” sorusu basit gibi görünse de, şehir yaşamının temposunu ve insanların alışkanlıklarını anlamak için oldukça ilginç ipuçları sunar. Gelin, bu sorunun ardındaki hikâyeyi birlikte keşfedelim. Kanyon AVM’nin Kapanış Saati: Verilerle Gerçekler Kanyon Alışveriş Merkezi, İstanbul’un en popüler yaşam merkezlerinden biri olarak haftanın…
Yorum BırakÇiçek Kelimesinin Kökü Nedir? Edebiyatın Dilinde Bir Kelimenin Yolculuğu Bir edebiyatçının gözünde her kelime, bir hikâyenin başlangıcıdır. Kelimeler yalnızca ses ve anlamdan ibaret değildir; her biri kültürün, belleğin ve duygunun sessiz taşıyıcısıdır. “Çiçek” kelimesi de böyle bir taşıyıcıdır: hem doğayı hem insanın içsel estetiğini hem de zamanın dönüşümünü anlatır. Bu yazıda, “çiçek” sözcüğünün kökeninden başlayarak, onun edebiyattaki sembolik anlamını ve insan ruhundaki karşılığını inceleyeceğiz. Kelimenin Köküne Yolculuk: “Çiçek” Nereden Geliyor? Dilbilimsel olarak “çiçek” kelimesi, Eski Türkçedeki “çiçek” biçiminden günümüze hemen hemen hiç değişmeden ulaşmıştır. Kökü, “çi-” eylemine dayanır; bu eylem “filizlenmek, yeşermek, doğmak” anlamlarını taşır. “-çek” eki ise isim türetme…
Yorum BırakTDK’ya Göre Göç Nedir? Felsefi Bir Bakış Bir filozof için göç, yalnızca yer değiştirme değildir; o, insanın kendisiyle, geçmişiyle ve geleceğiyle kurduğu ontolojik bir yolculuktur. Türk Dil Kurumu göçü, “ekonomik, sosyal veya siyasi sebeplerle bir yerden başka bir yere gitme eylemi” olarak tanımlar. Fakat bu tanım, felsefi bakışın derin sularında yalnızca yüzeyde kalır. Çünkü göç, yalnızca bir hareket değil, bir varlık dönüşümüdür. İnsan, göç ederken yalnızca mekânını değil, anlamını da değiştirir. Göç, hem dışsal bir olaydır hem de içsel bir farkındalık sürecidir. Etik Perspektif: Göçün Ahlaki Yönü Etik açıdan göç, bireyin ve toplumun vicdanını sınayan bir deneyimdir. Bir filozofun gözünden…
Yorum BırakHematoloji Bilim Dalı Nedir? Bir Damla Umudun Hikâyesi Hayat bazen küçücük bir damlada saklıdır. O damlanın içinde umut, mücadele, sevgi ve bilimin mucizesi vardır. İşte bu yazı, o damlanın izinden giden bir yolculuğun hikâyesi… Bir Teşhisle Değişen Hayat Ayşe ve Emre, birbirlerini dengeleyen bir çiftti. Emre, planlı ve stratejik düşünen bir mühendis; Ayşe ise duyguları güçlü, insan ilişkilerini önemseyen bir psikologdu. Hayatları düzenli, sıradan ama huzurluydu… ta ki küçük kızları Defne sürekli yorgun hissetmeye, oyun oynarken nefessiz kalmaya başlayana kadar. Başta “Mevsimsel bir şeydir,” diye düşündüler. Emre, tabloya analitik yaklaşırken, Ayşe kalbinin derinlerinde bir şeylerin ters gittiğini hissediyordu. Aylar geçtikçe…
Yorum BırakGiriş: Güç, Toplum ve Eşitliğin İncelikli Dansı Bir siyaset bilimci olarak gücü yalnızca iktidarın elindeki araçlar olarak değil, toplumsal ilişkilerin dokusuna sinmiş görünmez bir ağ olarak okurum. Güç, her yerde ve her biçimdedir; yasada, dilde, kurumda, hatta sessizlikte bile… Toplumsal düzen, kimlerin konuştuğu, kimlerin sustuğu ve kimlerin görmezden gelindiği üzerine kuruludur. İşte “Solcu hangi görüş?” sorusu da tam burada, güç ve adalet arasındaki o ince çizgide doğar. Solculuk bir parti kimliği değil, insanın insana karşı sorumluluğunu temel alan bir ahlaki duruştur. Solculuk: Bir Dünya Görüşü mü, Bir Direniş Biçimi mi? Solcu düşünce, tarihsel olarak sanayi devrimiyle birlikte doğmuş olsa da,…
Yorum BırakKamu Güvenliği Başkanlığı Nedir? (Ve Neden Hepimizin Meselesi) Hepimiz o duyguyu biliriz: Sokakta yürürken kendimizi güvende hissetmek, bir konser alanında kalabalığın enerjisini korkuya kapılmadan paylaşmak, sel uyarısı geldiğinde kimin ne yapacağını bilmek… “Kamu güvenliği” dediğimiz şey, işte bu görünmez güven ağını kurar. Benim için bu konu bir kurumdan ibaret değil; evlerimizin, okullarımızın, meydanlarımızın nabzıdır. Peki sıkça karşımıza çıkan “Kamu Güvenliği Başkanlığı” ifadesi ne anlama geliyor? Gelin köklerine inelim, bugünü konuşalım, yarını birlikte hayal edelim. Kısa Cevap: Bir Kurumdan Fazlası, Bir Yönetişim Alanı Türkiye’de “Kamu Güvenliği Başkanlığı” diye tek başına ve bugün fiilen görev yapan bir çatı kurum bulunmuyor. Bunun yerine…
Yorum BırakLAFF Ne Demek? Bir Anlamın Evrimi ve Toplumsal Bağlantıları Bir Tarihçinin Bakış Açısıyla: Anlamın İzinde Bir tarihçi olarak, her kelimenin, her sembolün, ve hatta her kısaltmanın derin bir geçmişi olduğunu söylerim. Hangi kelimenin ne zaman popülerleştiği, hangi toplumsal değişimlerin bu terimi şekillendirdiği ve dilin evrimiyle bu kelimenin nasıl bir bağ kurduğuna dair bir bakış açısı, çoğu zaman bugünün kültürünü anlamamıza ışık tutar. Son yıllarda, sosyal medya ve dijital iletişimin hızla evrildiği bu dönemde, pek çok yeni kısaltma ve terim gündelik dilimize girmeye devam ediyor. İşte tam da bu noktada “LAFF” gibi popülerleşen kısaltmalar, sadece bir eğlence biçimi değil, aynı zamanda…
Yorum BırakKişiye Görelik Ne Demek? Tarihten Günümüze Değişen İnsan Merkezli Bir Bakış Bir tarihçi olarak arşivlerde gezinirken hep aynı duyguyla karşılaşırım: İnsanlık, değişen çağlar boyunca hep kendini anlamaya çalışmıştır. Fakat bu “anlama” çabası, her dönemde farklı biçimlerde tezahür etmiştir. Kişiye görelik kavramı da tam bu noktada, tarihin içinden süzülüp gelen bir farkındalık biçimidir. Peki, kişiye görelik ne demek? Ve neden bugün, geçmişte hiç olmadığı kadar önemli hale geldi? Geçmişin Katı Düzeninden Bireysel Esnekliğe Orta Çağ’da toplum, hiyerarşiyle örülmüş bir yapıya sahipti. İnsanlar, doğdukları sınıfla kimlik kazanıyor, kaderleri neredeyse doğum anında belirleniyordu. O dönemde “kişiye görelik” diye bir anlayıştan söz etmek mümkün…
Yorum Bırak