TEBLÎĞ VE PROPAGANDA |
TEBLÎĞ VE PROPAGANDA
Teblîğ: “İslam’a çağırma, muhtevasını muhataplara ulaştırma, onlara İslam’ın doğruluğunu gösterme” manalarına gelirken; Propaganda ve Reklâm: “Bir fikri yayma, bir metâı tanıtma, bu maksatla ikna ve telkin yoluna başvurma” manalarını ifade eder. Ayrıca propagandaya , “Psikolojik Silah” ve “Psikolojik Savaş” manası yükleyenler de vardır.
İslam dini çorak Arabistan topraklarına ve o günün merhametsiz insanlarının gönüllerine ulaştığında, insanlar bütün varlıklarıyla ona koştular. Kabile reisi, zengin, tüccar, asilzâde, köle ve başka başka insanlar Hz. Muhammed (sav)’in teblîğine kucak açtı, gönüllerini açtı, evlerini açtı, memleketlerini açtı… Amaç ve niyet, apaçık olarak insanın kurtuluşu, huzuru, mutluluğu ve gelişmesiydi. O (sav), insanlardan bir ücret almadı, onları kendi çıkarları için kullanmadı, onların sırtını basamak yaparak saraylar ve şatafatlar elde etmedi. İnsanların geçirdikleri değişim ve olumlu dönüşüm onlara çok iyi gelmişti. Onlar, sıradan ve basit konuların insanıyken birden; bilgiyi, hikmeti, felsefeyi, siyaseti, sanatı, ahlakı, üretimi ve medeniyeti oluşturan unsurları konuşan, tartışan ve yeryüzüne yayan kimseler oldular. Onlar, dün birbirini katlederken bugün birbirlerine söyleyecekleri kırıcı ve boş şeylerden bile şiddetle kaçınır oldular. Onlar…
100 yılı geçkin bir zaman önce bizler, Suriye topraklarındaki insanlarla din kardeşi, akraba, dost ve ahbap idik. O zamanlar bu insanlarla oturup sofralarımızı, imkânlarımızı, sevgilerimizi ve hüzünlerimi paylaşırdık. Öyle ki ilim ve irfanımızı da paylaşır, birbirimize ikram eder, birbirimizin geliştirirdik. Örneğin: Bugün Türkiye’de tanınan Kurra Hafız Prof. Dr. Hasan Tahsin Feyizli Hoca efendinin hocası, 1968 yılında kendisinden ders aldığı Kilis’ten Kurra Hafız Merhum Kâmil Kıdeyşt’tir. Onun hocası da Halep’ten Merhum Şeyh Necîb el-A’lâ’dır. Bizim birbirimizle olan ilişkilerimiz ve münasebetlerimiz ne kadar da derinmiş meğer?
Bu nedenle bizler yeniden “Teblîğ” faaliyetleriyle işe koyulmalı ve İslam Medeniyeti’nin kuruluşu için tekrar kolları sıvamalıyız. Evet, anlatmak… Tarihi, dini, kardeşliğimizi, düşmanlarımızı ve geleceğimizi anlatmak. Anlatmak… Doğruyu, faydalıyı, iyiyi, hakkı anlatmak. Bizim bundan başka alternatifimiz ve çıkışımız olmadığını bilelim.
Abdullah Servet YILMAZ
a.servetyilmaz@hotmail.com